Otto Rehhagel'in Yunanistan'ı gibi şampiyon olmak yerine Fatih Terim'in Türkiye'si gibi 4. olmak sanıyorum bundan sonraki turnuvaları takip edecek insanların tercih sebebi olacaktır. Teknik taktik analizlerin çoğunun havada kalacağı bir yerdeyiz, “ayaklarımızın yerden kesildiği” diye de bağlayabiliriz, mucizelere bağlayanlar da oldu bunu, futbolun tanrılarından bahsedenler de, karışık, tarifsiz bir durum işte yaşadığımız… Almanya’ya elendik diye üzülelim mi, oynadığımız futbola sevinelim mi?
Euro 2008 serüvenine başlarken nasıl bir film izleyeceğimizi/izleteceğimizi merak ediyorduk… İçinde mistik bir hava barındıran, herkesin ayrı ayrı kahramanlık rolüne soyunduğu, Akdeniz insanına özgü sıcaklığıyla tanınan karakterlerin, Rus yönetmen Andrey Tarkovski’nin filmlerinden alışık olduğumuz şekilde birdenbire görünmez bir el tarafından göğe yükseldiği (İsviçre, Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan maçları) veya yere düştüğü (Portekiz ve Almanya maçları) 1 filmin bizleri beklediğini tahmin etmemiz elbette çok zordu.
Evet belki finaldi hayallerimizi süsleyen “son”, yerini yeni bir başlangıca bıraktığı için asla hüzün taşımasa da bu “veda”, teşekkür etmeli yöneticisinden, teknik adamına, oynayanından oynamayan futbolcusuna… Ve Fatih Terim yazdığı, yönettiği, başrol oynadığı bu filmden mutlaka ödülle ayrılmalı. ( Macarlar tarafından “Don Carleone” yakıştırması yapılan Terim’i İtalya’da yeniden görmek fena olmaz aslında, siyah-deri eldivenleriyle falan…)
Çünkü Terim büyük bir yeniliğe imza atmıştır: Futbol endüstrisinin, futbolun bir show business olduğu öğretisini tüm kanallarıyla futbolsevere aşılamaya çalıştığı “mutlak galibiyet” olgusunu kırıp atmış, futbolun galibiyetin ötesinde anlamları olduğunu bir kez daha izleyene, anlatana, oynayana, yönetene keyif vermesi gerektiği düşünenlerin kazanmasını sağlamıştır. En iyi savunma hücumda başlar felsefesini, en iyi savunma yapanın direncini de hücumla kırarım diyerek geliştirmiş ve bunda başarıya ulaşmıştır…
Otto Rehhagel’in Yunanistan’ı gibi şampiyon olmak yerine Fatih Terim’in Türkiye’si gibi 4. olmak sanıyorum bundan sonraki turnuvaları takip edecek insanların tercih sebebi olacaktır. Bunu UEFA başta olmak üzere, futbolun daha fazla kitleye ulaşmasını, futbolun büyüsünün kaybolmamasını dileyen yönetim kademesindeki her kurum/kişi dikkate alacaktır, almalıdır, alıyordur da zaten!
Sarışın-Sheqer
Yaş : 27
/ Kayıt Tarihi : 08/08/08
Mesaj Sayısı : 849